Arşiv
Anket
Sitemizi değerlendirin

24 Tem 11:57---

Ody - Üdy Dersi

TİCARET HUKUKU

 

Ticaret Hukuku Nedir?

 

Tacirler arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen özel hukuk dalıdır. Esnaflar ticaret hukukunun konusuna girmemektedir. Esnaf işletmeleri Borçlar Hukukunun konusuna girmektedir.Ticaret Hukuku, insan ilişkilerinin ekonomik faaliyetlere ait kısmını (ekonomik anlamda ticareti) düzenlemekle beraber, bu iki kavram aynı anlama gelmez.
Ticari İşletme

 

Gelir sağlamak ve devam niyeti ile, esnaf işletmesi sınırlarını aşan ölçüdeki işletmeler, ticari işletmedir.
Ticari işletme kavramı ile ekonomik işletme kavramları arasında özel bir ilişkisi vardır. Ekonomi bilimi yönünden kendi başına yeterli olarak mal ve hizmet üreten her birim bir işletmedir.

 

Ticari İşletmenin Unsurları

 

-          Gelir Sağlamayı Hedef Tutma: Ticaret Sicil Tüzüğüne göre "Gelir sağlamayı hedef tutmayan faaliyetler ticari işletme sayılmaz. Burada önemli olan hedeftir. Çünkü işletme zarar da etse kar da etse ticari işletme sayılır.
-          Devamlılık: Başlangıcı ve bitimi belli bir zaman süreci içinde etkinlikte bulunmak, devamlılığı sağlamaya yeterlidir. Devamlılık, daimlik demek değildir. İşletme konusu gereği periyodik çalışıyorsa (Örn: yazlık sinemalar, plajlar gibi) yine de ticari işletme sayılır.
-          Belli Bir Çapı Aşma: Bir işletmenin ticari işletme sayılabilmesi için etkinliklerinin belli bir çapı aşması gerekir. Bir işletmenin esnaf işletmesi olmadığı kanıtlanırsa ticari işletme sayılır.
Ticari İşletmenin Hukuki Niteliği

 

Ticari işletmenin maddi ve manevi nitelikli iki temel unsuru bulunmaktadır. Bunlar;
-          Maddi Unsur: Yatırım malvarlığı ve döner malvarlığı olarak iki grupta ele alınabilir. Yatırım malvarlığı, işletmeye daimi surette özgülenen şeylerden oluşur. Kasa, masa, demirbaşlar vb. Döner malvarlığı, işletmenin aynen veya işleyip piyasaya arz edeceği mallardan oluşur, hammaddeler, yarımamuller, mamuller gibi.
-          Maddi Olmayan Unsur:İşletmenin kurduğu ilişkilerin itibar ve örgütlenmesinin zamanla edindiği deneyimlerin ticari sırlarının iş yerinin müşteri çevresinin yarattığı değerdir.   Bunlar için, peştemaliye, hava parası deyimlerini kullanırız.
Ticari Yargı

 

Ülkemizde, Ankara, İzmir, Mersin, Bursa, Adana gibi bazı büyük illerde, Kadıköy, Beyoğlu, Karşıyaka gibi bazı büyük ilçelerde 3 hâkimli Asliye Ticaret Mahkemeleri kurulmuştur. Ticari işlerden kaynaklanan davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılır. Ticaret Mahkemesi'nin olmadığı yerlerde, dava Asliye Hukuk Mahkemesinde tek hâkimle çözümlenir. Bir yerde Ticaret Mahkemesinde açılması gereken bir dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmışsa, bu durum, karşı tarafça 10 gün içerisinde ileri sürülmesi gereken bir ilk itiraz oluşturur.
Ticaret Mahkemelerinin Görev Alanı

 

Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren davalara ticari dava denir.Ticari davalar şunlardır:
-          Her iki taraf için ticari iş niteliğindeki anlaşmazlıklardan doğan davalar
-          Bir taraf için ticari iş sayılan ancak havale, vedia, telif hakkına ilişkin mevzuattan kaynaklanan davalar
-          Rehin karşılığı ödemeyle uğraşanlara ilgili işletmenin satılması ve birleştirilmesiyle ilgili, vekâlet yasağı yayın sözleşmesi, ihbar emri, itibar mektubu, komiyon, ticari mümessil ve vekile ilişkin davalara marka, patent, borsa, sergi ve panayır yerleri, bankalar ve ödünç para verme işlerine ilişkin davalar
-          İflasa ilişkin davalar ticari davalar sayılır.
Ticari Davalarda Neler Kanıttır?

 

-          Ticari defterler, faturalar
-          Teyit mektupları, İhtarlar, irsaliyeler
-          İhbarlar özel kanıt niteliği taşımaktadır. Ancak ihtar ve ihbarların özel kanıt olabilmesi için Noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektup ya da Telgrafla yapılması gerekir.
-          T.T.K.m.20/3'e göre tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi feshetmek veya sözleşmeden vazgeçmek amacı ile yapılacak ihbar ve ihtarların geçerli olması için noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapılması şarttır.
Ticarî İşletmenin Devri ve Rehni

 

Ticari İşletmenin Devri

 

Bir işletmenin devrinde maddi olmayan unsur tek başına devredilemez. Maddi unsur ise işletmenin asgari ölçüde çalışmasını sağlayacak şekilde devredilmelidir. Ticari işletmenin devri, alacaklılara ve iyi niyet sahibi üçüncü kişilere karşı devrin tescil ve ilanı ile hüküm ifade eder. Devralan, işletmenin devirden önceki borç ve yükümlülüklerinden sorumludur. Devreden ise, tescil ve ilandan sonraki borçlarından sorumlu olmakla beraber, önceki borç yükümlülüklerinden devralanla birlikte iki yıl süre ile müteselsilen (zincirleme)sorumludur.
Ticari İşletmenin Rehni

 

Ticari işletmenin rehni, Ticari İşletme Rehni Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanuna göre rehin sözleşmesi, ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki bir noter tarafından düzenlenir. Sözleşmenin yapılmasından itibaren 10 gün içinde ticaret siciline tescili gerekir. Rehin kapsamına giren unsurların tam listesi ayırt edici özellikleri ile birlikte sözleşmede yer almalıdır. Ticaret unvanı, işletme adı ve taşınır işletme tesisatının mutlaka rehin sözleşmesinde ve rehnin içeriğinde yer alması zorunludur. Ticari işletmede taşınmaz, taşınmaz işletme tesisatı ve kiracılık hakkı varsa bunlar rehnin kapsamına girmemektedir.
-          Müeccel borç: Vadeye bağlanmış borçtur.
-          Muaccel borç: Vadeye bağlanmamış ve hemen ödenmesi gereken borçtur.
-          Rehin: Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince geri alınmak şartıyla borçlu tarafından alacaklıya, bir malın verilmesidir.
Tacir Sıfatının Kazanılması

 

Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye Tacir denir. Bu tanıma göre ticari mümessil bir ticari işletmeyi kendi adına işletmediği için tacir sıfatı kazanamaz.
1.Ticaret Ortaklıkları

 

Bu ortaklıklar, kollektif, komandit, anonim ve limited şirketlerdir. Ticaret siciline tescil edildikleri zaman tüzel kişilik kazanırlar. Ticaret ortaklıklarında şirketin kendisi tacirdir, ortakları tacir değildir. Örneğin, bir anonim şirketin ortağı tacir değildir, fakat anonim şirket tacirdir. Ticaret kanununda yer almayan bir şirket daha var ki bu da Adi şirketin tüzel kişiliği yoktur. Bunun için şirket tacir sıfatını kazanamaz, fakat adi şirketin ortakları tacirdir. Kısaca, şirketin tüzel kişiliği varsa, tacir şirkettir. Eğer tüzel kişiliği yoksa tacir ortaklardır.
2.Dernekler

 

Kural olarak dernekler tacir sayılmazlar. Ama bir derneğin tacir olabilmesi için iki şart vardır.
-          Kamu yararına bir dernek olmayacak(olumsuz şart)
-          Amacına ulaşmak için ticari işletme işletecek(olumlu şart)
3.Kamu İktisadi Teşekkülleri

 

Kural olarak, devlet, il, belediye, köy (kamu tüzel kişisi) tacir olamaz. Ama bunların kurdukları tüzel kişiler tacir sayılırlar. Buna göre KİT dediğimiz Kamu İktisadi Teşekkülleri tacir sayılır.
Tacir Sıfatının Sonuçları

 

1.       Ticaret unvanı seçmek ve kullanmak
2.       İflasa Tabi Olmak
3.       Ticari defterleri tutmak
4.       Ticaret siciline kaydolmak
5.       Ticaret ve Sanayi odalarına kaydolmak
6.       Basiretli iş adamı gibi hareket etmek
7.       Ücret ve faiz istemek
8.       Fatura ve teyid mektubu düzenlemek
TİCARET UNVANININ TANIMI;

 

Ticaret unvanı, her tacirin, ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullanıldığı addır. İşletme adı, marka ve coğrafi işaretlerden farklıdır. Örnek: Mega İnşaat A.Ş.
 
 İşletme Adı; Ticari iş yaptığı çevrede bizzat işletmey1-tanıtmaya ve benzer işletmelerden ayırmaya yarayan addır. Örneğin, batı sineması, Vakko, Kebap 49 vb. Ticaret kanununa göre, işletme adı seçmek ve kullanmak zorunlu değildir. Ancak seçilmiş ve kullanılıyor ise bunun ticaret siciline tescili gereklidir. İşletme adı tescil edilsin veya edilmesin "haksız rekabet" hükümleriyle korunur. Esnaf da işletme adı seçebilir. İşletme adı işletmeyle birlikte devredilmelidir. İşletme adı tek başına devredilemez. İşletme adının seçiminde serbestlik ilkesi yürürlüktedir.
 
Ticaret Unvanı, işletmenin sahibini (taciri) işletme adı İse işletmenin kendisini gösterir.
 
Gerçek Kişi Tacirlerin Ticaret Unvanı

 

Gerçek kişi tacirin unvanı, kendi ad ve soyadından ibaret bir çekirdek ile TTK.m.43 uyarınca yapmaya zorunlu olduğu veya TTK.m.48 uyarınca yapabileceği eklerden oluşur.
 
Çekirdek: Gerçek kişi tacirin ticaret unvanının çekirdeği kendi ad ve soyadıdır (TTK.m.43/1, TSN.m.17/1). Kanun, ad ve soyadıdemiş olduğu için ad ve soyadı aynen yazılmalıdır, kısaltılamaz.
 
Ekler: Unvana yapılacak ekler, zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere ikiye ayrılır.
-          Zorunlu Ekler: Sadece ad ve soyadından oluşan bir unvan kullanmak olanaklıdır. Ancak, aynı sicil çevresinde daha önce tescil edilmiş aynı ad ve soyadından oluşan bir unvan varsa, bu takdirde ikinci tescili talep edenin unvanını birinci unvandan ayırt eden başkaca ibarelerin unvanda kullanılması zorunlu hale gelir. Bunlara zorunlu ekler denir.
-          İsteğe Bağlı Ekler

 

-          Tacir, çekirdekten oluşan ticaret unvanına, zorunlu ek koymak durumu olmasa dahi, kendi isteği ile ek koyabilir. Gerçek kişi tacirin ticaret unvanına örnek olarak "Hüseyin Görmez Unlu Mamulleri" gösterilebilir.
TİCARET UNVANININ SAĞLADIĞI HAKLAR

 

-          Tekel Hakkı: Kanuna uygun olarak tescil ve ilan ettirilmiş olan unvan kullanma hakkı yalnızca sahibine aittir. Bu tekel hakkı gerçek kişilerde sahip olunan sicil çevresinde, tüzel kişilerde bütün Türkiye'dedir.
-          Unvanının kullanılma zorunluluğu: Tacir, ticari işletmesiyle ilgili iş ve işlemelerinde unvanını kullanmak zorundadır. Bu bir hak olduğu gibi bir zorunluluktur.
-          Unvanını işletmeye asma zorunluluğu: Tacir, ticari işletmesinin, girişine herkes tarafından görülecek bir yere, okunaklı olarak,ticaret unvanını yazmak zorundadır.
 
TİCARET UNVANIN DEVRİ VE İNTİKALİ

 

-          Ticari işletme sahibinin veya bir ortağın unvanındaki adı değişirse unvan olduğu gibi kalabilir.
-          Ortaklar arasında bir değişiklik halinde kural olarak unvan değişmez
-          Ticaret unvanı ancak ticari işletme ile birlikte devredilebilir.
-          Unvanda ismi bulunan ortak ortaklıktan ayrılırsa ayrılan ortağın yazılı muvafakati ile ismi unvanda kalabilir.
-          Unvanda ismi bulunan ortak ölürse ismi unvanda kalabilmesi için mirasçılarından izin alınır.
Ticaret Unvanını Kullanma Hakkının Sona Ermesi

 

Ticaret unvanını kullanma hakkı, tacir sıfatının doğusuyla başlar, bu sıfatın yitirilmesiyle sona erer. Tacir, ticari işletmesini tatil ederse ya da esnaf işletmesine dönüştürürse sıfatını kaybeder. Bu iki halde de ticaret sicilindeki kayıt silinmelidir. Ticaret ortakları, fesih ve tasfiye aşamasında, unvanlarına "tasfiye halinde" ibaresini eklerler.
TİCARET SİCİLİ

 

Ticaret sicili, ticari işletmeyle ilgi konuların, tacirin ve üçüncü kişilerin çıkarları yönünden açıklanmasına hizmet eden bir müessesedir.
Ticaret Sicili Ve Örgütü

 

Ticaret sicili ülkemize ilk olarak 1926 tarihli Ticaret Kanunumuzca girmiştir. 1957 tarihli Türk Ticaret Kanunda da ticaret sicili düzenlenmiştir. TTK' ya göre ticaret ve sanayi odası veya ticaret odası bulunan yerlerde bir ticaret sicili memurluğu kurulur. Oda olmayan veya yeterli teşkilatı bulunmayan odaların olduğu yerlerde ticaret sicil işleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek o il dahilindeki yeterli teşkilata sahip odalardan birinin ticaret sicil memurluğu tarafından yürütülür.Ticaret sicilinin yönetimi,Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü alınarak ilgili oda meclisi tarafından atanan bir sicil memuruna aittir.Sicil memurluğunun iş hacmine göre yeteri kadar yardımcı görevlendirilir.
Tescil Prosedürü 
  1. Talep: Tescil süresi 15 gündür. Kural olarak tescil talebini ilgililer veya kanuni halefleri (vekil) yapar. Tescil ilgilinin talebiyle yapılmazsa RE'SEN (kendiliğinden) yapılır.Re'sen de yapılmazsa ilgili makamın emriyle yapılır.
  2. Sicil Memurunun İncelemesi: Evraklarincelenir.
  3. Sicil Memurunun Kararı: Üç şekilde karar verir. Red, geçici kayıt, kabul. Red kararına itiraz süresi 8 gündür. İlgililer bu süre içerisinde Ticaret Mahkemesine başvurabilirler. Mahkemenin kararına karşı ilgililer veya sicil memuru 15 gün içinde temyiz yoluna başvurabilirler.
  4. Tescil: Bir işlem sadece tescil edilirse bağlı bulunduğu sicil dairesi çevresinde Tekel hakkı kurulur.
  5. İlan:Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yaptırılır. Bir işlem tescilden sonra birde ilan ettirilirse tüm Türkiye'de Tekel hakkı kurulur.
MARKA

 

Marka, belli bir işletmenin mal ve hizmetlerini, diğer işletmelerinkinden ayırt etmeye yarayan işaretlerdir. Kişi adları da olmak üzere, her türlü, şekiller sözcükler, harfler, sayılar marka olabilir.
Marka Türleri

 

-          Hizmet Markası: bir ticari işletmenin hizmetlerini, diğer ticari işletmelerin hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan her türlü işarettir. Örneğin, bir TV kanalının, reklamlarda kullandığı müzik, bir hizmet markasıdır.
-          Garanti Markası:marka sahibinin kontrolü altında,birçok işletmenin kullandığı ve o işletmelerin, ortak özelliklerini,coğrafi kökeni,ve kalitesini garanti etmek için kullanılan ortak işaretlerdir. Örneğin, Türk Standartları Enstitüsünün, gerekli şartlar, sağlandığında, kullanma yetkisi verdiği TSE işareti
-          Ticaret Markası:Bir işletmenin üretimini veya ticaretini yaptığı malları, başka işletmelerin mallarında ayırt etmemize yarayan işaretlerdir. Ticarî markalar tanınmış marka, bireysel marka ve ortak marka olarak sınıflandırılabilir.
§         Tanınmış marka: uluslar arası alanda tanınmış, belli bir üne sahip olmuş markadır.        
§         Ortak marka: üretim veya ticaret işletmelerinden oluşan bir grup tarafından kullanılan markadır.
§         Bireysel marka: Bir kişinin, belli bir ürün ya da ürünler için tescil ettirmiş olduğu markadır.
 
Marka Seçimi Ve Tescili

 

Marka olarak kullanılacak işaretlerde işletme sahibine seçim hakkı tanınmıştır. Ancak, markanın, ayırt edici özelliğinin bulunmaması, ahlaka ve adaba aykırı bulunması, aldatıcı nitelikte olması, başkalarının haklı sebeplere dayanarak kullandıkları markalara tecavüz oluşturması durumlarında, işletme sahibinin böyle bir marka kullanması yasaklanmıştır. Marka seçildikten sonra Türk Patent Enstitüsüne tescil ettirilir. Sonra Enstitünün yayınladığı Resmi marka Gazetesinde ilan olunur. Tescil edildikten sonra, tescili talep ettiğimiz andan itibaren 10 yıl boyunca marka korunur. Süre dolduktan sonra 10'aryıl olarak yenilenebilir. Markanın tescili, sahibine kullanma ve kullanma hakkı sağlar ancak marka sahibi markasını aynen tescil edilmiş haliyle kullanmalıdır.
  
Marka Üzerindeki Haklar

 

Markanın Devri: Markalar işletmeleriyle birlikte ya da ayrı devredilebilir satılabilir, lisans sözleşmesine konu yapılabilir, miras yoluyla başkalarına geçebilir. Devir ve lisans işlemleri yazılı şekle tabidir. 3.kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için, marka siciline tescil edilmesi gerekir.
 
Marka Üzerindeki Hakların Sona Ermesi: Marka sicilindeki kayıt silindiğinde marka üzerindeki haklar sona erer. Sicilden silinme nedenleri şunlardır:
-          Feragat
-          Mahkeme kararı
-          Re'sen terkin
 
Coğrafi İşaretler

 

Malın hangi coğrafi bölgeden ya da hangi ülkeden geldiğini anlamamıza yarayan işaretlerdir. Örnek olarak; TM (Türk malı) gösterilebilir.
HAKSIZ REKABET

 

Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya dürüstlük kurallarına aykırı başkaca suretle ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanılmasıdır.
 
Haksız Rekabetin Unsurları

 

  1. Ekonomik Rekabet: Rekabet ekonomik yaşamda müşteri çekmek için yapılan yarışmadır. Ekonomik rekabetin, ilk şartı, bir ekonomik etkinliğin söz konusu olmasıdır. Ekonomik etkinlik olmaksızın, ekonomik rekabet söz konusu olamaz.
  2. Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış:Kanun koyucu tarafından ekonomik rekabet uygun görülmekte ve korunmaktadır. Ekonomik rekabette bireyler, elbette rakipleri ile yarışacaklar, onları yenmeye, geçmeye çalışacaklardır. Ancak bu yarışmada kullanacakları araçlar, meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, müşteri çevresini aldatıcı davranışlarla kandırmak ve başka suretle dürüstlük kurallarına aykırı davranmak kabul edilmez. Burada M.K.m.2 anlamında dürüstlük söz konusudur. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Rekabette bir haktır. Bu nedenle herkes rekabet hakkını kullanırken dürüstlük kurallarına uymakla yükümlüdür.
  3. Rekabet Hakkının Kötüye Kullanılması: Haksızrekabet hükümleri ile korunmak istenen rakipler değildir. Rekabet hakkının kendisidir.
Haksız Rekabetin Sonuçları

 

Haksız rekabeti düzenleyen hükümler, hukuki ve cezai yaptırımlarla korunmuş bulunmaktadır.
 
Hukuki Yaptırımlar

 

TTK.m.58 haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davalarını şöyle sıralamıştır:
-          Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılabilen tespit davası
-          Haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi amacını taşıyan önleme davası,
-          Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması, haksız rekabet yanlış ve yanıltıcı beyanlarda yapılmışsa bunların düzeltilmesi davası.
-          Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde,uğranılan zararın giderimi amacını taşıyan maddi giderim(tazminat)davası,
-          BK.m.49'daki koşullar gerçekleşmişse, manevi giderim davası
TİCARİ DEFTERLER

 

Her tacir ticari işletmesinin durumunu bilmek zorundadır, işletmenin varlığı, borçları; alacakları, yükümlülükleri açıkça bilinmelidir ki, tacir işlerinde güven sağlayabilsin, işlerin iyiye veya kötüye gittiğini anlayabilsin. ilk önce, vergi hukuku açısından, vergiye esas olacak matrahın doğru bir şekilde saptanmasında ticari defterler önemli rol oynar. Bu nedenle vergi kanunları bu arada vergi usul kanunumuz, tacirlerin tutmakla yükümlü olduğu defterleri vergi hukuku yönünden ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş bulunmaktadır. İkinci olarak, ticaret hukuku açısından tacirlerin tutmakla yükümlü olduğu defterler, bunların usulüne uygun tutulmaları veya tutulmamaları büyük önem taşır. Ticaret hukuku açısında defterler özellikle kanıt olarak önem taşıdıkları gibi, iflas halinde tacirin taksirli veya hileli müflis olup olmadığını sağlamak yönünden de rol oynarlar. Bu nedenle, her ticaret kanunu gibi Ticaret Kanunumuz da defterleri ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş bulunmaktadır.
 
Gerçek Kişi Tacirin Ticari Defterleri

 

Gerçek Kişi Tacirler için iki türlü defter vardır.
1. Tutulması zorunlu olan defterler
2. İhtiyari (isteğe bağlı)defterler
Tutulması zorunlu defterler: TTK.m.66/1'e göre, gerçek kişi tacirler, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmakla yükümlüdürler. Ayrıca, işletmenin konusuna göre tutulması gerekli özel defterler ve saklanması gerekli evrak da söz konusudur.
  
Onamaya Tabi Defterler

 

TTK.m.66/1'in üçüncü bendi, gerçek kişi tacirlere kanunda ismen sayılmış defterlerin tutulması yönünden bir seçim hakkı tanımış görünmektedir. Buna göre, gerçek kişi tacirler; ya defteri kebir (büyük defter), yevmiye defteri (günlük defter) ve envanter ve bilanço defteri tutarlar veya sadece basit işletme defteri ile yetinebilirler. Bir ticari işletme söz konusu ise, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmak ile yükümlüdür; bunlarda en azından kanunda ismen sayılan bu üç defterdir. Kanunda ismen sayılan bu defterlerin (defteri kebir, yevmiye ve envanter defteri) kanuna göre, usulüne uygun tutulmuş sayılması için tümünün noterce veya belli hallerde ticaret sicili memurunca açılış ve defteri kebir dışında kapanış onaması yapılması gerektiğinden bunlara onamaya tabi defterler de denir.
 
Beyana tabi Defterler

 

Kanunda ismen sayılan defterler yanında, tacir, işletmesinin gerektirdiği diğer tüm defterleri tutmakla da yükümlüdür. Ancak, her işletmenin nitelik ve niceliğinin gerektireceği defterler farklı olduğu için bunlar kanunda ismen sayılmamıştır. Ayrıca bunlar noterce de onaylanmazlar. Tacir, yukarıda anılan bu üç defterden başkaca hangi defterlerin tutulacağını kendisi belirler ve her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu nedenle bu defterler beyana tabi defterler adını alırlar(TTK.m.69,1465).Beyanı tabi defterlere örnek olarak senetler defteri, stok defteri gösterilebilir.
Saklanması Gerekli Evrak

 

Ticaret Kanunumuz, tacirlere m.66/2'de ön görülen belgelerin düzgün bir şekilde saklanması yükümlülüğü getirilmiştir. Tacirler, defter tutmak yükümlülüklerinin bir eki olmak üzere, ticari işletmeleri ile ilgi belgeleri ve yazışmaları saklamak zorundadırlar. Ticari işletme ile ilgili belgeler, tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, fatura, senet gibi belge ve kâğıtlarla mahkeme ilamları gibi belgelerdir.
TÜCCAR YARDIMCILARI

 

Tacirin kendi isteği ile seçtiği yardımcılara, hukuk dilinde tüccar yardımcıları denilmektedir. Tüccar yardımcıları işletme sahibine tabi olup olmama yönünden iki büyük gruba ayrılır:
 
-          Bağımlı (Tabi) Tüccar Yardımcıları: İşletme sahibine bağımlı tüccar yardımcıları, işletmenin bir unsuru sayılırlar. Şube hatta merkezin yönetimi ve temsili ile görevlendirilseler dahi, işletme sahibinin verdiği talimata uymaya mecburdurlar, onun denetimi ve gözetimi altındadırlar. Üç alt gruba ayrılırlar. Üç grup da Borçlar Kanunda düzenlenmiştir. Ticari Mümessil, Ticaret Vekil ve Seyyar Tüccar Memurudur.
-          Bağımsız (Tabi Olmayan) Tüccar Yardımcıları:Bağımsız tüccar yardımcıları, tacirin emir ve kuramda zincirinde yer almakla beraber, faaliyetinde ona yardımcı olan, ancak bu yardımları kendi bağımsız uğraşıları içinde yerine getiren kişilerdir. Acentelik, Komisyoncu ve Ticaret İşleri Tellallığıdır.
ORTAKLIK KAVRAMI

 

Türk Hukukunda, ortaklıklar Ticaret ve Borçlar Kanunlarında düzenlenmiştir. Kollektif, adi komandit, anonim, sermayeyi paylara bölünmüş komandit ve limited ortaklık düzenlenmiştir. Bütün bu ticaret ortaklıkları tüzel kişiliğe sahiptir. Ticaret Kanununda bunların yanında,Donatma iştiraki isimli ortaklık da düzenlenmiştir.Deniz Ticaret Hukukunun eski bir müessesesi olan bu ortaklığın, Ticaret Kanununda düzenlenmesine karşın tüzel kişiliği yoktur. Borçlar Kanunumuzda ise adi şirket düzenlenmiş bulunmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur.
 
Ortaklık Sözleşmesi

 

Ticaret Kanunumuz, ortaklığın tanımını vermiştir. Borçlar Kanununda ise ortaklığı şöyle tanımlamıştır. "Şirket bir sözleşmedir ki onunla iki veya daha ziyade kimseler, sermayelerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek için birleştirmeyi iltizam ederler." Ortaklık, iki veya daha çok kişinin, kazanç sağlamak ve bunu paylaşmak niyet ve amacı ile ekonomik ve mali yarar sağlayan ve bu amacın gerçekleşmesine yeterli edimlerini bir araya getirip,bu amaca özgüleyerek kurdukları çok taraflı bir sözleşmedir.

 

Ortaklık Sözleşmesinin Unsurları

 

-          Sözleşme Unsuru: Ortaklık, iki veya daha çok sayıda kimse arasında bir sözleşmedir
-          Kişi Unsuru: Bir ortaklık sözleşmesinin varlığından söz edebilmek için, bu sözleşmeye iki veya daha çok kişinin taraf olması şarttır
-          Ortak Amaç Unsuru: Ortaklık sözleşmesinde amacın kazanç sağlamak ve bunu ortaklarına paylaştırmak olarak kabul edilmesi gerekir
-          Sermaye Unsuru: Ekonomik ve mali yarar sağlayan her türlü edim ortaklığa sermaye olarak konabilir.
 
Kollektif Ortaklık

 

Kollektif ortaklık TTK.m.l53'te ticari bir işletmeyi, bir ticaret unvanı altında işletmek amacı ile gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin sorumluluğu ortaklık alacaklarına karşı sınırlanmamış ortaklık, kollektif ortaklıktır, şeklinde tanımlanmıştır. Kollektif ortaklık, ortaklarından bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir

 

Adi Komandit Ortaklık

 

TTK.m.243 komandit ortaklığı, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan ve ortaklık alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu sınırlandırılmış olan ortaklık komandit ortaklıktır, diyerek tanımlamış bulunmaktadır. Ortaklık, tescil anından itibaren tüzel kişilik kazanır. Komandit ortaklık unvanının çekirdeğini, TTK.m.44/2'ye göre komandite ortaklardan hiç olmazsa birisinin ad ve soyadı ile ortaklığı ve türünü gösterir bir ibareden oluşturur. Komanditer ortağın, ortaklık borç ve yükümlerinden doğan sorumunun sınırı, kural olarak, bu ortak tarafından ortaklığa konulması üstlenilmiş sermaye payıdır.
Limited ortaklık

 

Limited ortaklık bir unvan altında, bankacılık ve sigortacılıktan başkaca ekonomik amaç ve konular için kurulan, sermayesi belirli, ortakların sorumu, yükümlendikleri sermaye paylan ile sınırlı, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip, en az iki, en çok elli ortak tarafından kurulan bir ticaret ortaklığıdır. Limited ortaklığın sermayesinin belirli ve paylara bölünmüş olması gerekir. Bu sermaye beş bin Türk Lirasından aşağı olamaz. Sermaye nakit olarak ifade edilmelidir. Emek ve ticarî itibar sermaye olarak konulamaz. Limited ortaklıkta ortakların sorumu, yükümlenmiş oldukları sermaye payı ile sınırlıdır.
 
Anonim Ortaklık

 

Anonim ortaklığı bir unvan altında, ekonomik amaç ve konular için kurulan, sermayesi paylara bölünmüş, ortakların sorumluluğu üstlendikleri sermaye payları ile sınırlı, ortaklık sıfatı paya göre belli olan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret ortaklığıdır.
 
Anonim ortaklığın sermayesinin belirli ve paylara bölünmüş olması gerekir. Bu sermaye "özel kanunlarda aksine hüküm olmadıkça beş bin TL'den aşağı olamaz. Bu miktar, Bakanlar Kurulunca on katına kadar artırılabilir" (TTK.m.272). Bakanlar Kurulu bu yetkisine dayanarak anonim ortaklıklarda asgari sermaye miktarım elli bin ürk Lirasına çıkarmıştır. Sermaye nakit olarak ifade edilmektedir. Ticarî itibar ve emek sermaye olarak konulamaz. Ortakların sorumu, üstlenmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır.
  
KIYMETLİ EVRAK
 
Kıymetli evrak, hakkın senede bağlı bulunduğu, senetsiz dermeyan ve devrinin mümkün olmadığı senetlerdir.
 
Kıymetli Evrakın Özellikleri

 

-          Kıymetli evrakın içerdiği hak ve başkasına devir edilebilir.
-          Kıymetli evrakın içerdiği hak parasal değeri olan bir hak olmalıdır.
-          Kıymetli evrakta hakla senet arasında kuvvetli bir bağ vardır.
-          Senet olmaksızın hak ileri sürülemez, devir edilemez. Senet nerede ise hak ta oradadır.
-          Kıymetli evrakta soyutluk ilkesi yürürlüktedir.
-          Kıymetli evrak ağırlaştırılmış şekil şartlarına tabidir
-          Kıymetli evrak tipleri kanunda sınırlayıcı olarak sayılmıştır.

 

Devir Şekilleri Açısından Kıymetli Evrak

 

Devir şekillen açısından kıymetli evrak nama, emre ve hâmile yazı olarak düzenlenir.
 
Nama Yazılı Kıymetli Evrak: Belli bir şahsın namına yazılı olup da, onun emrine kaydını ihtiva etmeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır. Bunlarda devir, devir beyanı ve senedin teslimi ile olur.
 
Emre Yazılı Kıymetli Evrak: Emre yazılı olan ve kanunen de öyle sayılan evrak, emre yazılı senetlerdir. Bu tanıma göre, bir kıymetli evrakın emre yazılı sayılması için:
-          Ya, senet lehine düzenlenen kişinin adından sonra emrinekaydı bulunmalı,
-          Veya böyle bir kayıt olmamakla beraber, senet kanunen emre yazılı sayılmalıdır.
Kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek) Türk Ticaret Kanununa göre kanunen emre yazılı senetlerdendir. Lehtarlarının adlarından sonra açıkça emrinekaydı olmasa bile, bunlar emre yazılı sayılırlar. Emre yazılı senetlerin devri senedin cirosu ve teslimi yoluyla olur.
 
Hamile Yazılı kıymetli Evrak: Senedin metninden veya şeklinden, hâmili kim ise o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan her kıymetli evrak, hâmiline yazlı senet sayılır. Hamile yazılı senetler, el değiştirmesi en kolay senetlerdir. Bunların devir şekli çok basittir. Devir için senedin teslimi yeterlidir.
 
Ciro

 

Ciro, emre yazılı kıymetli evraktan doğan hakların bir başka kişiye devretmesi için hamilin yazıp imzaladığı bir beyandır. Ciroda ciro eden muhataba ödeme yetkisi, ciro edilene de kabz yetkisi vermektedir. Cironun geçerli olması için bazı şartları taşıması gerekir. Bu şartları şöyle sıralayabiliriz;
-          Ciro, yazılı bir beyandır. Sözlü olamaz. Cironun senet arkasına veya alonj üzerine yazılması ve ciranta (ciroyu yapan) tarafından el yazısıyla imzalanması gerekir. İmza atamayan kişiler senet ciro edemezler.
-          Ciro kayıtsız şartsız olmak zorundadır. .
-          Kısmi ciro yapılamaz. Senet üzerinde belirtilmiş tutarın tamamı için ciro yapılabilir.
 
Amacına Göre Cirolar

 

Ciroları, cironun yapılış amacına göre, temlik cirosu, rehin cirosu ve tahsil cirosu olarak üç başlıkta inceleyebiliriz.
a.       Temlik cirosu: Bu ciro ile tüm haklar, lehine ciro yapılana geçer. Ciro üzerinde “Bedeli Teminattır” veya “Tahsil İçindir” gibi kayıtlar bulunmaması halinde yapılan ciro temlik cirosudur.
b.      Rehin cirosu: “Bedeli Teminattır” “Bedeli Rehindir” veya rehin vermeyi ifade eden herhangi bir kaydı taşıyan ciro ile hamil ticari senetten doğan tüm hakları kendi adına kullanabilir. Rehin cirosu üstünün çizilmesi veya senedin cirantaya iadesi ile hükümsüz olur.
c.       Tahsil cirosu: Bedelin bir başkası tarafından tahsil edilmesi için yapılır. “Bedeli Tahsil İçindir” veya benzeri bir ifade taşımalıdır.
 
Şekline Göre Cirolar

<span style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 10p

Yorum ekle