Arşiv
Anket
Sitemizi değerlendirin

24 Tem 11:57---

Ody - Üdy Dersi

ANAYASA HUKUKU

 

HUKUK NEDİR?
Hukuk, toplum hayatında kişilerin birbirleriyle ve devletle (kamu kurumlan) ile olan ilişkilerini düzenleyen; uyulması kamu kudreti ile desteklenmiş bulunan yazılı, sürekli, genel ve maddi müeyyideli kurallar bütünüdür. Hukuk, kamusal barış ve huzurun ve kamu güvenliliğin sağlanması bakımından son derece gerekli ve önemlidir.
 
Hukuk kuralları; sosyal hayatta kişiler ile kişiler veya kişiler ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen maddi yaptırımlı uyulması zorunlu kurallar bütünüdür.
 
Sosyal Hayatı düzenleyen kurallar;
a.-Hukuk Kuralları b.-Din Kuralları c- Ahlak Kuralları d-Görgü kurallarıdır.
 
Sosyal hayatı düzenleyen kurallara aykırı davranıldığında karşılaşacağımız tepkiye müeyyide (yaptırım) denilir. Hukuk kurallarının yaptırımı maddi (hapis cezası, tazminat ) olmasına karşın diğer kurallara aykırı davranışın yaptırımı manevidir.

 

Hukukun Dalları

 

Kara Avrupa’sı hukuk sisteminde ve Türkiye’de hukuk, “kamu hukuku” ve “özel hukuk” olmak üzere ikiye ayrılır.
 
1. Özel Hukuk: Özel hukuk kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini, eşitlik ve irade serbestîsi esasına göre düzenleyen hukuk kuralların bütünü olarak tanımlanabilir. Özel hukuk ilişkisi iki taraflıdır. Yani bir özel hukuk ilişkisinin ortaya çıkabilmesi için, tarafların karşılıklı anlaşmaları gerekir. Özel hukukta irade serbestisi ve tarafların eşitliği ilkesi geçerlidir. Özel hukukta herkes kendi iddiasını ispatlamak zorundadır. Keza özel hukukta kimse re'sen icra yetkisine sahip değildir. Haklı olan kişiler dahi hakkını almak için mahkemeye başvurmak zorundadır.
 
2. Kamu Hukuku: Kamu hukuku, bir devletin teşkilatını, bir devlet ile bir başka devlet ve bir devlet ile bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarının bütünüdür. Kamu hukuku ilişkisinde taraflardan birisi olan devlet üstün konumdadır. Kamu hukuku ilişkisi tek taraflıdır. Kamu hukuku ilişkisinde devletin yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğu konusunda karine (varsayım) vardır.
 
Eğer devlet hukuki ilişkiye kamu gücünü kullanarak katılmakta ise kamu hukuku ilişkisi aksi halde özel hukuk ilişkisi var demektir.

 

Kamu Hukukunun Dalları

 

a- Uluslararası Hukuk (Devletler Hukuku)

 

Uluslararası hukuk bir devletin diğer bir devlet veya devletlerle veyahut bir devletin uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyen kamu hukuku dalıdır.
b- Anayasa Hukuku

 

Anayasa hukuku, devletin temel organlarının (yani yasama, yürütme ve yargı organlarının) kuruluşunu ve işleyişini ve keza vatandaşların devlet karşısındaki temel hak ve hürriyetlerini düzenleyen kamu hukuku dalıdır.
c- İdare Hukuku

 

İdare hukuku, “idare”nin kuruluş ve işleyişini düzenleyen kamu hukuku dalıdır. İdare, merkezî idare ve yerinden yönetim kuruluşları olmak üzere ikiye ayrılır. Merkezî idare, devlet idaresi demektir, kendi içinde merkez teşkilâtı ve taşra teşkilâtı olmak üzere ikiye ayrılır.

 

d- Vergi Hukuku

 

Devletin vatandaşlarla olan vergi ilişkisini düzenleyen hukuk kurallarından oluşan kamu hukuku dalına vergi hukuku denir.

 

e- Ceza Hukuku

 

Ceza hukuku suç oluşturan fiil ve davranışların nelerden ibaret bulunduğunu, bu fiil ve davranışlarda bulunanlara ne gibi müeyyideler, yani cezalar, uygulanacağını gösteren hukuk kurallarından oluşmuş kamu hukuku dalıdır.

 

Özel Hukukun Dalları

 

a- Medenî Hukuk

 

Medenî hukuk, kişilerin toplum içinde yaşaması bakımından bir hüküm ve değer ifade eden bütün eylem ve davranışlarını, işlem ve ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarının bütünüdür.
 
b- Borçlar Hukuku

 

Borçlar hukuku medenî hukukun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle birçok eserde borçlar hukuku, medenî hukukun bir dalı olarak kabul edilmektedir. Borçlar hukuku, kişiler arasında borç ilişkilerini düzenleyen özel hukukun bölümüdür.borçlar hukuku, borç ilişkisinin doğumunu, hükümlerini, türlerini ve sona ermesini inceler.

 

c- Ticaret Hukuku

 

Ticaret hukuku, kişilerin “ticarî” nitelikteki ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarının bütünüdür. Ticaret hukuku, borçlar hukukuyla çok yakından ilişkilidir. Borçlar hukuku kişilerin ticari nitelikte olmayan borç ilişkilerini düzenlediği halde, ticaret hukuku aynı ilişkilerin “ticarî” nitelikte olanlarını düzenler.
d- Devletler Özel Hukuku

 

Devletler özel hukuku, özel hukuk alanında yabancı unsur taşıyan hukukî ilişki ve ihtilafların çözümünde uygulanacak kurallardır oluşmuş hukuk dalıdır.
 
HUKUKUN KAYNAKLARI

 

Hukukun 3 tür kaynağı vardır. Bunlar yazılı, yazısız ve yardımcı kaynaklardır.
 
HUKUKUN KAYNAKLARI
 
   
 
 
 
 
 
 
Asıl Kaynaklar
 
Yardımcı Kaynaklar
 
 
 
 
 
Yazılı Kaynaklar
 
Yazısız Kaynak
 
Doktrin
 
İçtihat
 
1. Anayasa
2. Kanun
3. KHK
4. Tüzük
5. Yönetmelik
 
Örf ve Adet
 
Hukukun Asıl Kaynakları

 

Hukukun esas (asıl) kaynakları kendi içinde, “yazılı kaynaklar” ve “yazısız kaynaklar” olmak üzere ikiye ayrılır. Yazılı kaynaklar anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmeliktir. Yazısız kaynak ise örf ve âdettir.
Yazılı Kaynaklar

 

Hukukun yazılı kaynaklan herhangi bir yetkili makam, kişi veya kurul tarafından konulan sürekli, genel ve soyut hükümlerdir. Bunlar;
Kanun (Yasa)
KHK (Kanun Hükmünde Kararnameler)
Tüzük
Yönetmelik
Genelge, Sirküler, Tamim
Kararname
Uluslararası Antlaşmalardır.
 
Yazısız Kaynaklar

 

Herhangi bir makam tarafından konulmayan, kendiliğinden oluşan, toplum vicdanında yer alan ve bazı hukuk dallarında tali (ikinci derecede) hukuk kaynağı olan yazısız hukuk kurallarıdır. Hukuk sistemimizde örf adet hukuku olarak ifade edilir.
 
Toplum içindeki bir davranış kuralının örf ve âdet hukuku kuralı olarak geçerli olabilmesi için şu üç şartı yerine getirmesi gerekir: Bir kere, söz konusu davranışın çok eski zamanlardan beri sürekli olarak tekrarlanıyor olması gerekir. Buna örf ve âdetin maddî unsuru veya şartı denir. İkinci olarak, söz konusu o davranış biçimine uyulmasının zorunlu olduğu yolunda toplumda genel bir inanç doğmuş olmalıdır. Buna örf ve âdetin manevî unsuru veya “genel inanç” şartı denir. Üçüncü olarak, ilk iki şartı gerçekleştiren bir davranış kuralının, hukukun kaynağı olabilmesi için hukuk düzeni tarafından tanınmış, hukuk düzeni tarafından desteklenmiş olması gerekir. Bu üçüncü hususa hukukîlik unsuru veya devlet desteği şartı denir.
 
Yardımcı Kaynaklar

 

Bir hukuki uyuşmazlığın çözümünde hâkimin gerekli olması durumunda yazılı ve yazısız kaynaklardan sonra başvurduğu kaynaklardır. Bunlar;
 
a. Doktrinler (ilmi görüşler): Tartışmalı olan hukukî konularda hukuk bilim adamlarının ileri sürmüş oldukları, görüş, düşünce ve kanaatlerdir.
 
b. İçtihatlar (Yargısal Kararlar):Mahkemeler tarafından verilen kararlardan çıkan hukuk kurallarıdır. Hâkimler karar verirken davadaki olaya benzer bir olay hakkında üst mahkemelerin daha öne vermiş oldukları kararı dikkate alarak karar verirler. İşte örnek alınan bu üst mahkeme kararı, "içtihat" olarak kabul edilir.
 
NORMLAR HİYERARŞİSİ

 

Bir hukuk düzeninde mevcut olan, anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik gibi normlar, dağınık hâlde ve rasgele değil, alt-alta, üst-üste bulunur. Bu normların arasında altlık-üstlük ilişkisi vardır. Buna “normlar hiyerarşisi” veya “hukuk düzeni piramidi” denir. Bu hiyerarşide alt basamakta yer alan norm geçerliliğini üst basamakta yer alan normdan alır ve dolayısıyla ona uygun olmak zorundadır. Örneğin kanun Anayasaya, yönetmelik kanuna aykırı olamaz.
 
Kanunlar; Yasama organı tarafından çıkarılan, yazılı, genel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır. Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve TBMM üyeleri yetkilidir. TBMM üyelerince hazırlanan kanun projelerine kanun teklifi,Bakanlar Kurulu’nun hazırlayıp sundukları kanun projelerine kanun tasarısıadı verilir.
 
KHK (Kanun Hükmünde Kararname)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisinden veya doğrudan Anayasadan aldığı bir yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulunun belli konuları düzenlemek için çıkarılan hukuk kurallarıdır.
 
Tüzükler ( Nizamname); Bir kanunun uygulanmasını göstermek üzere veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere Danıştay'ın incelenmesinden geçirilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır. Kanuna dayanılmadan tüzük çıkarılamaz, iptali için Danıştay'da iptal davası açılabilir.
 
Yönetmelikler; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerince, kanun ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak için çıkarılır. Tüzüklerden farklı olarak yönetmelikler için belli bir şekil şartı getirilmemiştir.
 
TÜRKİYE DE ANAYASAL GELİŞMELERE GENEL BAKIŞ
 
1876 Kanun-i Esasi :Osmanlı da anayasal hareketler 19. yy. da başlamıştır. 1876 yılında kabul edilen Kanun-i Esasiilk Osmanlı Anayasasıdır.1876 Anayasasıyla I. Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Kısa süre sonra padişahın Meclis-i Mebusanı dağıtmasıyla I. Meşrutiyet dönemi sona ermiş istibdat dönemi başlamıştır. 1909 tarihinde meclis tekrar açılmış II. Meşrutiyet dönemi başlamıştır.
 
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: (Devletin temel düzeni hakkındaki kanun) Yürürlüğe koyan 1920 de kurulan TBMM tarafından 1921’de yürürlüğe konulmuştur. Teknik anlamda anayasa değil, sadece devletin temel idaresi hakkında maddeler içerir.
 
1924 Anayasası: 1924 yılında kabul edilen bu Anayasanın, meclis hükümeti ile parlamenter rejim arasında karma bir sistem kurduğu gözlenmiştir. Bu anayasa çağdaşlaşmanın olması için laikliğin gerekli olduğunu vurguluyordu. 1924 anayasası tüm insan haklarına değil de klasik haklar denilen hükümlere yer vermiştir. Sosyal haklar yoktu. 1924 anayasası çoğunlukçuluk sistemini benimsemişti. Sayısal çoğunluğun iradesini sınırlayacak ve azınlık haklarını savunacak hiçbir düzenlemeye yer verilmemiştir.
 
1961 Anayasası: 1960 Askeri hareketinin ardından kabul edilen 1961 Anayasası çoğulcu demokrasi anlayışını kabul etmiştir. Sosyal Devlet kavramını içeren ilk anayasa 1961 Anayasasıdır. Bu anayasa ile Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçilmiştir. 1924 Anayasasından farklı olarak kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir.
 
1982 Anayasası:1982 Anayasası, 1980 Askeri hareketi ardından MGK tarafından seçilen 160 kişilik bir Danışma Meclisi tarafından hazırlanmış ve halk oylamasından sonra 7.11.1982 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 1982 anayasası devlet yapısı içinde yürütme organını güçlendirmiştir. Bir başlangıç kısmı, yedi kısımdan, 177 maddeyle 16 geçici maddeden oluşmaktadır.
 
DEVLETİN TEMEL NİTELİKLERİ

 

1. Cumhuriyetçilik:

 

Devlet şekli olarak Cumhuriyet egemenliğin kişi ya da zümreye değil toplumun tümüne ait olan bir devleti ifade eder. Devlet organları seçimle belirlenir.
 
2. Atatürk Milliyetçiliğine Bağlılık:

 

Atatürk milliyetçiliği akılcı çağdaş, medeni ileriye dönük demokratik toplayıcı insani barışçıdır. Bu milliyetçilik milliyetçiliği reddeden akımlara karşı olduğu gibi ırkçılığa ve şovenizme de karşıdır.
3. Laiklik:

 

Anayasanın 2. maddesi laik devlet ilkesinden bahsetmektedir. Laikliğin din hürriyeti ve din ile devlet işlerinin ayırdığı olarak iki cephesi vardır.Laik bir devletin açıkça ya da zımnen bir dini olamaz. Laikliğin bir diğer unsuru ise çeşitli dinlerin mensupları arasında kanun önünde ayrılık yapmaması hepsine eşit işlem yapmasıdır. Laik bir devlette din kurumları devlet fonksiyonlarına giremeyeceği gibi devlet kurumları da din fonksiyonlarını ifa edemez.
 
4. Demokratik Devlet:

 

İnsan haklarına saygılı demokratik devlet; liberal hürriyetçi batıcı demokrasi denen kavramlardır.
 
Unsurları:

 

Başlıca karar organlarının genel oya dayanması
Bu organları belirlemek üzere yapılan seçimlerde en az 2 alternatif olması.
Anayasada temel hak ve hürriyetlere geniş olarak yer verilmesi ve devlet otoritesinin temel haklar karşısında sınırlandırılmış olması.
Başlıca Karar Organlarının Genel Oya Dayanması
 
Seçimlerin ilkeleri;

 

Genel Oy İlkesi: Herkesin seçimlere katılabilmesi ilkesidir.
Eşit Oy İlkesi: Herkesin tek oy hakkına sahip olmasıdır.
Seçimlerin Serbestliği: Seçmenlerin baskı ya da dayatma altında olmadan kendi hür iradeleri ile seçim yapmalarıdır.
Oy Gizliliği
Açık sayım-döküm: Oy kullanımı tamamlanınca sandıkların kamuoyu huzurunda açılıp sayılmasıdır.
Seçimlerin tek dereceli olması: Seçmenlerin doğrudan doğruya kendi temsilcilerini seçmeleridir.
Seçimlerin yargı organlarının denetiminde yapılması.
 
Çok partili siyasi hayat; Demokratik devletin bir diğer unsuru siyasi partilerdir. 1982 Anayasasına göre siyasi partiler demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olarak belirtilmiştir.

 

 5. İnsan Haklarına Saygılı Devlet:

 

1982 anayasasının 12.maddesi 1961 anayasasının 10.maddesindeki formülü benimseyerek “herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz devredilemez temel hak ve hürriyetler sahiptir demektedir. 1982 anayasasının temel hak ve hürriyetlerle ilgili maddelerinin yazımında Türkiye’nin taraf olduğu milletler arası insan hakları sözleşmeleri ve özellikle Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi ile uyum ve paralellik sağlanmasına daha büyük çaba gösterilmiş olduğu göze çarpmaktadır.
 
6. Hukuk Devleti:

 

Anayasamızın 2.maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan Hukuk Devleti ilkesi en kısa tanımıyla vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır. Bu ilke her şeyden önce devletin işlemlerinin hukuk kurallarına bağlılığını ifade eder. Hukuk kurallarına bağlılığı sağlayacak mekanizma ise devletin eylem ve işlemlerinin yargı denetimi altında bulunmasıdır.  
 
7. Sosyal Devlet:  

 

Sosyal devlet veya refah devleti kavramı devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir kavramı ifade eder. Sosyal devlet devletin sosyal ve ekonomik hayata müdahalesi yoluyla sınıf çatışmalarını yumuşatan ve milli bütünleşmeyi sağlamaya çalışan bir devlet anlayışıdır.     
 
8. Eşitlik: 

 

Eşitlik ilkesi 1982 anayasasının 10.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Herkes, dil, ırk renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.  
 
ANAYASANIN BAĞLAYICILIĞI VE ÜSTÜNLÜĞÜ

 

Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

 

KUVVETLER AYRILIĞI
 
Gerçekte egemenlik veya devlet kudreti tektir.   Kuvvetler tek bir elde devlette toplanmıştır, kast edilen fonksiyonlar ayrılığıdır. Fonksiyonlar Ayrılığı; Devlet iktidarının çeşitli fonksiyonların, devletin aralarında işbirliği bulunan değişik organlarınca yerine getirilmesidir. Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri ( fonksiyonları ) parlamenter rejime uygun olarak ayrılmıştır. 
 
1- Yasama Fonksiyonu ve Yasama İşlemleri

 

1982 Anayasasında Millet adına kanun koyma yetkisini yasama meclisi yerine getirir denilmek suretiyle anayasa koyucu yasa koyma yetkisinin TBMM ne ait olduğu ve devredilemeyeceğine hükmetmiştir. Yasama yetkisini, TBMM’nin kanun yapma ve parlamento kararları alma yetkisi olarak tanımlayabiliriz.      
 
Yasama Yetkisinin Genelliği: Anayasaya aykırı olmamak kaydıyla her konunun yasama organınca dilenilen ölçüde ayrıntılı olarak düzenlenmesini ifade eder.
 
Yasama Yetkisinin İlkelliği (Asliliği): Yasama organının bir konuyu araya başka bir işlem girmeksizin düzenlemesidir.
 
Yasama İşlemleri

 

a. Kanun: Türk hukukunda kanunun maddi anlamda değil ancak şekli anlamda tanımlanabilir. Şekli anlamda kanun, TBMM tarafından kabul edilen genel, soyut objektif ve sürekli düzenleyici işlemlerdir.
 
b. Özel Nitelikli Kanunlar: Anayasamız kanun biçiminde yapılan bazı yasama işlemlerini taşıdıkları özel nitelikler sebebiyle özel bir görüşülme usulüne hatta özel bir hukuki statüye tabi tutmuştur. Bunlar bütçe ve kesin hesap kanunları ile milletlerarası antlaşmaların uygun bulunması hakkındaki kanunlardır.
 
Bütçe Kanunu: Bütçe kanunun hukuki mahiyeti bakımından bir kural-işlem değil devlete ve diğer kamu tüzel kişilerine kamu harcamalarında bulunmak ve kamu gelirlerini toplamak konusunda belli bir süre için yetki veren bir şart-işlemdir. Anayasamızda bütçenin yıllık olması ilkesi kabul edilmiştir. Bütçe kanuna, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.Bütçe kanununu diğer kanunlardan ayıran bir özelliği ise Cumhurbaşkanı tarafından bir kere daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderilmesi hükmünün dışında tutulmuş olmasıdır.
Kesin Hesap Kanunu: Bütçenin denetlenmesi gelirlerin toplanmasının ve harcamaların bütçeye uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasını içerir. Bu denetleme kural olarak TBMM adına bir anayasal kuruluş olan Sayıştay tarafından yapılır. TBMM'nin bütçenin uygulanışı üzerindeki denetimi ise kesin hesap kanunu tasarılarını kabul etmek suretiyle olur. TBMM kesin hesap kanunu tasarılarını görüşüp kabul etmekle hükümeti ibra etmiş olur.
Milletlerarası Antlaşmaların Uygun Bulunması:Anayasanın 104. maddesi, milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak yetkisini Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında saymaktadır. Ancak Cumhurbaşkanı'nın onay yetkisini kullanabilmesi, kural olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
 
c. Parlamento Kararları: TBMM’nin kanun dışındaki tüm işlemleridir. Parlamento kararları yargı denetimine tabi değildir. Ancak, yasama meclisi içtüzükleri ile yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya üyeliğin düşmesine ilişkin kararlar yargı denetimine tabi tutulmuştur.Yasama meclislerinin iç örgütlenişlerine ve çalışmalarına ilişkin kararlar parlamento kararlarının önemli bir bölümünü oluşturur.
 
TBMM’nin Kuruluşu, Milletvekillerinin Seçimi ve Hukuki Statüleri
TBMM genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur. Seçimler 5 yılda bir yapılır, Meclis bu süre dolmadan seçimlerin yenilenmesine ( erken seçim ) karar verilebilir.
Milletvekillerinin Seçimi
Seçim Sistemi: Geniş anlamda seçim sistemi deyimi seçimlerle ilgili bütün unsurları mesela seçme ve seçilme yeterliliğini adaylığa ilişkin kuralları oy verme usullerini seçimlerin yönetim ve denetimini kapsar. Dar anlamda seçim sistemi ise seçmenlerce verilen oyların parlamento sandalyelerine dönüştürülmesinde uygulanan kurallar anlamına gelir.
Milletvekili seçilme yeterliliği:30 yaşını dolduran ilkokul mezunu anayasada belirtilen suçlan işlememiş, askerlik görevini yapmış (erkekler için) her Türk vatandaşı milletvekili seçilme hakkını sahiptir. Seçimle ilgili işlemleri Yüksek Seçim Kurulu yapmakla görevlidir. Yüksek Seçim Kurulu yargı mensuplarından oluşur. Milletvekilleri seçildikten sonra TBMM de and içerler, milletvekilleri seçildikleri bölgenin veya kendilerini seçenlerin değil tüm milleti temsil eder.
Yasama Sorumsuzluğu ve Yasama Dokunulmazlığı: TBMM üyeleri, meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine başka türlü karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.

 

TBMM’nin Görev ve Yetkileri

 

Parlamenter bir rejim kuran 1982 Anayasası, TBMM ye parlamentoların sahip olduğu Kanun yapma, hükümeti denetleme ve hükümet bütçesini kabul etme yetkilerini vermiştir. TBMM’nin görev ve yetkileri genel olarak Anayasa md. 87 de sayılmıştır. Diğer maddelerle verilen yetkiler yanında TBMM’nin başlıca görevleri;
Kanun yapmak,
Hükümeti ve bakanları denetlemek,
Belli konularda Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi vermek,
Bütçe Kanununu görüşmek ve kabul etmek,
Para Basılmasına ve Savaş İlan edilmesine karar vermek,
Uluslararası Anlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak,
Genel af çıkarmak vd.
Hükümetin Denetlenmesi

 

Parlamentonun hükümet üzerindeki denetimin gerçekleştirilmesini sağlayan araçlara denetim yolları veya denetim araçları denilir. Bunlar;
Soru; Başbakan veya bakanlardan bilgi istemek
Genel Görüşme; Toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi,
Meclis Araştırması; belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan inceleme,
Meclis Soruşturması; Başbakan ve bakanların görevleriyle ilgili cezai sorumlulukların araştırılması,
Gensoru; Sadece gensoru hükümetin veya bir bakanın siyasal sorumluluğuna yol açabilir yani onun meclisçe görevden uzaklaştırılmasına imkân verir.
2. Yürütme Fonksiyonu ve Yürütme İşlemleri
Türkiye'de yürütme fonksiyonu sadece özel, somut, bireysel işlemler yapmaktan ibaret sayılamaz. Yürütme fonksiyonu kavramına bu tür işlemler kadar düzenleyici ve kural koyucu işlemler de girer.Anayasanın 8.maddesine göre, yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak yerine getirilir. Anayasamız yürütmenin düzenleyici işlemlerini KHK, tüzük, yönetmelik ve Cumhurbaşkanı Kararnamesi olarak belirlemiştir.
 
a. Kanun Hükmünde Kararnameler:Kural olarak önemli ve acil durumlarda başvurulmak üzere, yürütmenin belli konularda, TBMM'nin vermiş olduğu yetki çerçevesinde, kanun hükmünde düzenleme yapmasına olanak sağlayan yürütme işlemidir.
 
KHK'nin "konu"su genel çerçevesi itibariyle yetki kanununda belirlenir. Yetki kanunu KHK'nin amacını kapsamını ve ilkelerini göstermek zorunda olduğuna göre yetki somutlaştırılmış belli bir alanda tanınmış olmaktadır. KHK'nin konusu yetki kanununda belirlenmiş alanın dışına çıkamaz.
 
b. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşunu, teşkilat ve çalışma esasları ile personel atama işlemlerinin Cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirilmesini sağlayan bir kararname türüdür.
 
c. Tüzükler: Kanunun uygulanmasını göstermek ya da emrettiği işleri belirtmek üzere Danıştay’ın incelemesinden geçirilmek koşuluyla Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır.Anayasamıza göre tüzüklerin konusu "kanunun uygulanmasını göstermek" veya "kanunun emrettiği işler "i belirtmektir.
 
d. Yönetmelikler: Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerince, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmayacak biçimde çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır. Yönetmeliğin konusu kanunların ve tüzüklerin uygulanmasının sağlanmasıdır.

 

Yürütme Organının Yapısı

 

Anayasamıza göre yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ile Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir (duailst yapı).
Cumhurbaşkanı’nın seçimi

 

Anayasanın 101. maddesinin yeni şekline göre:
"Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı'nın görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı’na Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür.”
 
Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri

 

Yasama İle İlgili Görev ve Yetkiler

 

Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasa'ya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek.
Yürütme İle İlgili Görev ve Yetkiler

 

Başbakan'ı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakan'ın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu'nu başkanlığı altına toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere, Türk Devleti'nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası anlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanlığı'nı temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulu'nun üyelerini ve Başkan'ını atamak,
Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek.
Yargı İle İlgili Görev ve Yetkiler

 

Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek,
 
Cumhurbaşkanı makamı sorumsuzdur. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı işlemler ve aldığı kararlardan Bakanlar Kurulu ve/veya ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğu da bulunmamaktadır ancak vatana ihanet suçundan Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesince yargılanabilir. Cumhurbaşkanının yurt dışında olması veya makamın boşalması hallerinde TBMM Başkam Cumhurbaşkanlığına vekalet eder.

 

Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Hükümet Sisteminin Niteliği

 

Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşur. Başbakan Cumhurbaşkanı’nca TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, başbakan tarafından milletvekilleri arasından veya dışarıdan milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlardan seçilir Cumhurbaşkanınca atanır.
 
Bakanlar Kurulu başbakanın başkanlığında bakanlardan oluşan kolektif bir karar organıdır, ancak başbakanın özel bir siyasi
Yorum ekle